20 Ağustos 2015 Perşembe

40 - CESUR YENİ DÜNYA

CESUR YENİ DÜNYA


ÖZGÜN ADI: Brave New World
           333 Sayfa
 BASKI:  10. Baskı
           Eylül 2014
 YAYIN EVİ:  İthaki Yayınları



Kitap teknolojinin çok ileri olduğu bir dönemi anlatıyor. İnsanlar doğmuyor kuluçka makinalarında üretiliyor. Tek seferde 20-30 tane ikiz üretebiliyorlar. Embriyo aşamasından başlayıp yetişkin olana kadar bu genelde 20 yaşa tekabül ediyor. Her an şartlandırmayla büyütülen değişik gibi görünen özelliklerin bile kuluçka döneminde dönüştürülerek elde edildiğinin, farklılıkların çok ender bir vaka olduğu stabil, her şey olması gerektiği gibi işleyen bir toplumsal düzen
kurulmuş ve tek devlet ( Dünya Devleti ) tarafından

yönetiliyor. Toplumda katı bir kast sistemi mevcut ve her sınıf kıyafetleriyle olsun beden yapısıyla olsun net bir şekilde ayrışmış bulunuyor.

Ender olan farklı iki insan olan Bernard ve Helmholtz arkadaşlar. Çalıştıkları birimlerdeki iş arkadaşları ve sosyal çevrelerinde bulunan herkesi rahatsız ediyor farklı ile beraber yaşamak. Bernard devlet düzeninin olmadığı ve vahşi diye adlandırılan bölgede tatil gezisi yaparken uygar dünyadan bir kadın ve onun çocuğuna rastlıyor.

Vahşi bölgedeki kadınla çocuğu hemen o bölgeden alıp kendi taraflarına götürüyorlar. Kadın ölüyor ve oğlunun uyum problemlerini anlatıyor çoğunlukla kitap. Bu uyumsuzluk döneminde toplum yapısını vahşi üzerinden anlatıyor.

Vahşi bölgede geldiği ve uygarlığı bilmediği için vahşi diye adlandırılan annesi öldüğü gün çılgın gibi davranıyor ve linçten son anda polis müdahalesiyle kurtuluyor.

Tek düze bir toplumu net bir şekilde tasvir edebilen yazarın anlatım dili akıcı ve yormuyor. Başlarda teknolojinin geldiği noktayı ve mevcut toplumsal yapıyı anlattığı bölümler insanı biraz sıksa da genel anlamda okurken zevk alınabilen hoş bir tarzı vardı.


♥   Eğer farklıysan, yalnızlığa mahkûm oluyorsun. Yalnız olana acımasız davranıyorlar.      S.177

♥   Bir dostun temel işlevlerinden biri, vermek istediğimiz, ama düşmanlarımıza uygulayamadığımız cezaları ( daha yumuşak ve sembolik bir biçimde ) çekmektir.      S.225

Sisteme karşı geldikleri için üç kişiyi ( vahşi, Bernard ve Helmholtz ) sorgulayan denetçinin söyledikleri aslında bu günkü Türkiye’yi özetliyor. Eğer böyle olmasaydı bu kadar problem karşısında sus pus oturmazdık herhalde. Neyse, Huxley sanırım bizi tanıyordu geleceğimizin ne şekilde evrileceğini tahmin etti ☺☺☺
♥   “Neredeyse hiç kimse bilmez. Ben çok az sayıdaki insandan biriyim. Yasaklanmıştır. Fakat burada yasaları ben koyduğum için, çiğneyebilirim de.” Bernard’a dönerek, “Cezadan muafım ben, Mr. Marx,” diye ekledi. “Korkarım bu sizin için geçerli değil.”      S.270


♥   “Oysa birazcık aklı olsa, cezasının aslında bir ödül olduğunu anlardı. Bir adaya gönderiliyor. Anlamı şu, dünyanın her tarafından gelen en ilginç erkek ve kadınlarla tanışacağı bir yere gönderiliyor. Şu ya da bu nedenle cemaat hayatına aykırı düşecek kadar bireyselliğinin farkına varmış bir sürü insan. Düzenden memnun olmaya, kendi bağımsız düşünceleri olan insanlar. Kısacası, biri olmayı başaran herkes.”      S.280

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder