ÖZGÜN ADI: Umibe No Kafuka
651 Sayfa
BASKI: 6. Baskı
Kasım 2012
YAIN EVİ: Doğan Kitap
ÇEVİREN: Hüseyin Can ERKİN
Daha önce yazarın 1Q84 adlı kitabını okumuştum ve çok beğenmiştim. Kitap fuarında almıştım ve Yaz Okuma Şenliği için listeme eklemeden edemedim.
Daha önce Murakami okumuş birisi bu kitapta pek yabancılık çekmez. 1Q84 ile birbirine yakın bir konusu var. Kitabı okurken hep başbakanın "paralel yapılanma" lafı aklıma geldi :) pek ihtimal vermesemde kitap okuyor ve esin kaynağı Murakami olabilir dedim. Tabi bu tamamen kötü bir şakadan öteye gidemeyen varsayımımı da ekleyeyim dedim. Artık okuduklarım üzerinde Marquis De Sade tarzı fantaziler geliştirmeye başladım gibi geldi.
Kitabın kapağındaki resmi görünce hemen aklıma Bruce Willis'in "sin city" adlı filmi geldi. Orada da bu resme yakın bir genç var. Bu gencimiz insanları yiyor ve insanları yerken ruhlarına da sahip olduğu gibi ilginç bir de iddiası var. Neyse ki kitabımız bu kadar çizgiden sapmış insanlar içermiyor.
Kitabın konusu 15 yaşına gelen bir genç evden kaçıyor ve uzak bir şehre gidiyor. Bir süre orada bir kütüphanede kalıyor. Bu arada sevgili kaçak ergenimiz sürekli dünyadaki yerini ve kişiliğini sorgulayıp duruyor. Daha küçük bir çocukken babasının bir kehaneti yüzünden her zaman psikolojik problemler yaşıyor ve pek de sosyalleşemiyor.
Kitap kendisine Kafka adını takan bu gençle Nakata adlı yaşlı birisinin hayatını ayrı bölümlerle sırayla anlatıyor. Aslında hiç karşılaşmıyorlar fakat ikisinin de hayatı birbirini bir şekilde etkiliyor. Nasıl mı? bundan sonrasını da kitabı okuyarak öğrenirsiniz artık.
Kafka evden kaçtıktan sonra bir de aşık oluyor ve bu ilk aşkı oluyor. Kadının yaşı büyük neredeyse annesi olacak yaşta ama gönül ferman dinlemiyor işte.
Murakami bu kitabında da yine bazı edebi ve felsefi bilgiler aktarıyor. Sanırım ben bundan sonra başka kitaplarını alırsam kesinlikle bu tür bilgiler beklentisi içinde olacağım.
Kafka bizim içinde bulunduğumuz durumu anlatmak yerine, o karmaşık makineyi saf haliyle anlatmaya çalışıyor. Sayfa 80
Bir tür mükemmelliğin, aslında eksikliklerin üst üste yığılmasıyla ortaya çıktığını keşfediyorum. Sayfa 155
Yeryüzünün bu kadar çok, güzel ve taze, doğal seslerle dolu olduğunun o zamana kadar farkına varmamıştım. Sayfa 213
Mutluluğum tek bir türü vardır, ama mutsuzluk bin bir şekilde ve büyüklükte gelebilir.
Sayfa 223
Aşk dediğin, dünyayı yeniden inşa etmek demektir. O yüzden, insana her şeyi yaptırabilir.
Sayfa 317
Eğer şiirdeki sözcükler, okur ile şair arasında duyguların aktığı bir oluk haline gelemiyorsa, şiir işlevini yerine getiremiyor demektir. Sayfa 340
Tüm medeniyetler çitle çevrelenmiş esaretin ürünüdür. Sayfa 439
ilgi çekici bir kitaba benziyor okunacaklar listeme ekledim
YanıtlaSilbence yazar rilginç yazıyor. Eğer olanağınız varsa başka kitaplarını da okuyun.
Silmerhabalar:)
YanıtlaSilmurakami'yi bir türlü okuyamadım, uzakdoğu edebiyatına ilgim çok kaldı ki murakami gibi kendini kanıtlamış birini okumamam çok büyük bir eksiklik sanıyorum ki:) bu kitabını bilhassa merak ediyordum ismi nedeniyle şimdi konusunu da öğrenmiş oldum :) bu arada sin city benzetmeniz de yerinde olmuş :) güzel bir yazı elinize sağlık en kısa zamanda bir murakami edinmeliyim :)
ayrıca sizi kendi blogumda da görmekten memnuniyet duyarım,keyifli okumalar dilerim:)
saygılar ve sevgilerle :)
Bazan bir kitabı çok merak edersiniz ama alıp okumak yada aldıktan sonra kapağını açmak için biraz zaman geçmesi gerekir. Bende böye durumlar arasıra oluyor ve ben bunu hep şartların olgunlaşması olarak düşünürüm. Sizdeki durum da bu bence ve hiç bir zaman geç kalmış sayılmazsınız okumak için :)) Umarım en kısa zamanda okursunuz kitabı ve bir merakınızı gidermiş olursunuz, yenilerine yer açmak için.
Sil