ÖZGÜN ADI:
138 Sayfa
BASKI: 5. Baskı
Mart 2011
YAYIN EVİ: Metis Yayınları
ÇEVİREN: Bir grup çevirmen uğraşmış eserle adlarını yazmıyorum
Kitaba ön söz yazmış olan Bülent SOMAY çok güzel tespitler
ve yerinde örneklemeler yaparak kitabı daha fazla merak edilir ve ilginç
kılmış.
Le Guin okumamış birisine ilk okuma için önerimi soran
olursa her şeyden önce bu kısa denemeleri kesimlikle ve şiddetle tavsiye
ederdim.
Kitapta oldukça geniş bir konu ağı var. Bir bölümde
bakıyorsunuz toplumu eleştiriyor, bir bölümde bakıyorsunuz medeniyet dediğimiz
tek dişi kalmış canavarın insan ruhu üzerindeki tahribatını anlatmış, bir
bölümde bakmışmışsınız fantastik, bilimkurgu ya da ikisinin karışımı olan bir
yazı yazmanın inceliklerini anlatmış, başka bir konuda kadının mevcut devlet
düzenleri içindeki konumunu ve olması gerekenleri anlatmış. Bu kadar çok konu
olduğuna bakmayın hepsini birbiri ile ilişkilendirerek anlatmış.
Kitapta konudan konuya atladığını hissettiren hiçbir yazı
yok. Sık sık bir yazarda olması gereken özellikler ve yazma eylemi üzerine
atıfta bulunmuş. Biraz; yazmak istiyorsan bunları da göz ardı etmemelisin, bir de
bu şekliyle yazmayı dene der gibi insanın ufkunu da geliştirmeye çalışmış.
Kitabı okurken bazı bölümlerde “Kurtlarla Koşan Kadınlar”
adlı kitabı anımsadım ve tekrar bakmam gerektiğine karar verdim. Okumadıysanız
okumanızı tavsiye ederim. Efsaneler ve masalların kadın bakış açısıyla
değerlendirilmesinin akademik bir çalışması olan kitap da çok güzeldi. Bu kadar
tanıtım ve reklam yeter. J))))
Okurken kesinlikle sıkmayan dili akıcı ve çevirisi düzgün
bir kitaptı. Unutmadan değişik yazarların da bazı özelliklerinin anlatıldığı
kısa bir kitap/yazar seçkisi bile çıkarılabilir kitapta.
♥ Hayal gücüyle
yaratılmış kurmacanın yararı dünyayı, çevrendeki kişileri, kendi duygularını ve
kaderini daha derinlemesine anlamanı sağlamak. S 28
♥ Bence olgunluk kabuk değiştirmek değil, serpilip gelişmektir. Yetişkin bir
insan ölü bir çocuk değil, yaşamayı başarmış bir çocuktur. S 28
♥ Esas budur gerçeklikten kaçmak;
kötülüğü bir “sorun” gibi ortaya kuymak, kendisi gibi değil: Kötülük eğer insan
gibi yaşamak istiyorsak, bütün yaşamımız boyunca karşılaşacağımız, yeniden ve
yeniden hesaplaşacağımız, ve kabul edeceğimiz, ve birlikte yaşayacağımız acılar,
azaplar, yazıklar, kayıplar ve adaletsizliklerdir. S 40
♥ Hiçbir şey acı kadar kişisel ve paylaşılamaz değildir; acı çekmenin en kötü
yanı, acının tek başına çekilmesindedir.
S 89
♥ Erkeği insan, kadını ise öteki olarak gören bir kültür ya da psikoloji
kadını sanatçı olarak kabul edemez.
S 104
♥ Sindirmeyi, baskıyı ve sansürü –kurumsallaşmış iktidarın olduğu her yerde
sansür de vardır- yenmenin tek yolu, bunları reddetmektir. Misilleme yapmak
değil. S 119
♥ Aksine bütün iddialara rağmen, bilim “nasıl” ı tarif etmek yerine “neden”
diye sormaya başladığında teknolojiden fazla bir şey olur.
♥ Cevaplar yanlış olsun, felsefe hatalı olsun, ne çıkar –hatalar, doğrulardan
daha değerlidir: doğru makineye aittir, hata canlıdır; doğru güvence verir,
hata ise rahatsız eder. Ve eğer cevaplarımız ulaşılması imkânsız şeylerse daha
da iyi ! Cevabı belli sorularla uğraşmak, beyinleri inek işkembesi gibi
kurulmuşa benzeyen insanlara özgüdür- ve biliriz ki işkembe ancak geviş
getirmeye yarar. S 127
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder