Sayfa: 190 Sayfa
BASKI: 1. Baskı
2014
YAYIN EVİ: : Ayrıntı Yayınları
1980 yılında 16 Yaşında Ankara’da tutuklanıp Diyarbakır
cezaevine götürülen Tarık ( Murat ) anlatılıyor en başta. Tabi benim gibi kitap
hakkında yazarı dışında bir bilgisi olmayan da alıp saf saf okumaya başlıyor.
Kitap ilerledikçe işin rengi değişiyor. Ben de her sayfada
bu psikolojik problemleri olan adam acaba ne yapacak diye beklerken birden işe
girip Lüsyen ile tanışınca işin rengi değişti. Bence iki farklı hikayeyi
kısacık bir kitaba sığdırmaya
çalışmış yazar. Keşke yapmasaydı. Neyse doksan yaşındaki
adamın ne yapacağına ben mi karar verecem. Böyle uygun görmüş bize de
saygı duymak kalıyor.çalışmış yazar. Keşke yapmasaydı. Neyse doksan yaşındaki
Kitap aslında Ermeni katliamını anlatıyor. Lüsyen’in
dedesinin ağzında. Lüsyen aslen Tunceli’li bir Ermeni . Dede ölecem telaşıyla
yazması için hayatını ve bildiklerini tek tek Tarığa anlatıyor.
Okadar çok olay var ki Osmanlının son dönemlerinden alıp
Cumhuriyetin ilk dönemlerini de içine alan uzun bir sürede Ermenilere karşı
yapılan katliamları kısa notlar halinde anlatmış.
Kitap Tarık ve dede olarak iki bölümden oluşmuş ve pek de
bilinmezi olan bir kurgusu yok. Ama tarihi pek bilmeyenlerin dudak büküp
Türklüğü karaladığını iddia edebileceği kadar da tarihin bilinmezlerini
işlemiş. Bu yönüyle gerçekten güzeldi.
Bilmediğim bazı yeni bilgiler edindiğim bu kitabı bence
roman olarak değil de kısa tarih notları şeklinde okumak daha doğru. Soranlara
okumadıysanız okuyun derim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder