02 - NİETZSCHE AĞLADIĞINDA - IRVIN D. YALOM

BASKI:  2013

              52. Baskı

ÖZGÜN ADI:  When Nietzsche Wept

ÇEVİREN:     Aysun BABACAN

YAYINEVİ:      Ayrıntı Yayınları

              374 Sayfa

Yazar seksen yaşını devirmiş bir psikiyatrist. Onu psikoloji içerikli kitaplarından tanıyordum. Hem psikoloji merakım hem de işim gereği tanıyordum. Ara sıra diğer kitapları elime geçti ama hiç tamamen bir kitabını okumadım.
Kitabı bitireli birkaç gün oldu ama tembellikten bir türlü buraya yazamadım. Havalardan mı bilmiyorum ama çok yorgun hissediyorum kendimi. Kollarımı oynatacak takatim yok desem inanın. Neyse kitaba geçeyim bu kadar çene çalmak yeterli sanırım.
Kitap elimde sürünmeye başlamıştı ki bitirmek için gayret ettim ve gayretimin sonuçlarını aldım sanırım. Çok konuşulan bir kitaptı merak edip durduğum ve sadece durmakla kaldığım bir kitaptı.
Bu etkinlik sayesinde Pınar Hanım sanırım bayağı bir teşekkür almıştır diyorum ( en azından ben böyleyim ).
Kitap aslında 369 sayfa; geriye kalan 5 sayfa da yazarın kitap ve yazıldığı dönemi anlatan küçük bir bölümden oluşuyor.
Konusu genel anlamda gerçek ama birbiriyle karşılaşmayan insanlar hakkındaki gerçek bilgilerden yola çıkarak bir harmanlama yapılmış ve de çok güzel yapılmış. Özellikle doktorla Nietzsche karşılaştıktan sonra çok keyif alarak okunacak ve insanı düşünmeye sevk edecek tartışmaların olduğu ağır konuların hafif bir dille anlatıldığı bir kitaptı.
Çevirisi güzeldi, dikkatimi çekecek hata yoktu. Hatta çevirisi hakkında yazmaya başlayınca düşünmeye başladım. Bu da demek oluyor ki Güzel bir çeviriydi.
Bu tür kitapları genellikle zevkle okuyan birisiyimdir, fakat nedense bu kitap geç bitti. Kötü bir zamanıma denk geldi galiba. Bazen böyle dönemlere giriyorum ama çabuk çıkıyorum :)
Nietzsche hiç okumadım sadece ara sıra onun hakkında bir şeyler duyuyordum. Bu kitap sanırım Nietzsche hakkında ön bilgi niteliği taşıyacak benim için.
Kitap hakkında arka kapak güzel bir özet yapmış:

S A H N E
Psikanalizin doğumu arifesindeki 19. Yüzyıl Viyana’sı. Entelektüel ortamlar. Hava soğuk.
 A K T Ö R L E R
Nietzsche: Henüz iki kitabı yayımlanmış, kimsenin tanımadığı bir filozof. Yalnızlığı seçmiş. Acılarıyla barışmış. İhaneti tatmış. Tek sahip olduğu şey, valizi ve kafasında tasarladığı kitaplar. Karısı, toplumsal görevleri ve vatanı yok. İnzivayı seviyor. Tanrı’yı öldürmüş. “Ümit kötülüklerin en kötüsüdür çünkü işkenceyi uzatır” diyor. Daha sonra, “Kendi alevlerinizde yanmaya hazır olmalısınız: Önce kül olmadan kendinizi nasıl yenileyebilirsiniz?” diyecek. Ümitsiz.
Breuer: Efsanevi bir teşhis dehası. Ümitsizlerin kapısını çaldığı doktor.  Psikanalizin ilk kurucularından. Kırkında, bütün Avrupalı sanatçı ve düşünürlerin doktoru olmayı başarmış. Güzel bir karısı ve beş çocuğu var. Zengin. Saygın. Hayatı boyunca “ama”
                                Psikozunda yaşamış biri.
Freud: Breuer’in arkadaşı. Henüz genç. Geleceği parlak. Şimdi yoksul.Salome: Erkeklerin başını döndüren kadın. Çekici. Özgür. Evliliğe inanmıyor.Bazen aynı anda bir çok erkekle beraber  oluyor.  Sanatçıları ve düşünürleri tercih ediyor.
                                   Kırbacı var.
 K O N U
Bir gün, erkeklerin başını döndüren, kadın,  Salome, Nietzsche’den habersiz Breuer’e gelir. “Avrupa’nın kültürel geleceği tehlikede, Nietzsche ümitsiz. Ona yardım edin” der. Breuer, Salome’yi tekrar görebilmek umuduyla “peki” der. Böylece varoluşun kader, inanç, hakikat, huzur, mutluluk, acı, özgürlük, irade … ve neden, nasıl gibi en önemli duraklarından geçen bir yolculuk başlar…
 Kendisiyle ve hayatla yüzleşmekten çekinmeyenlere …

Hatta orduda bir kariyer yapmak gibi bir aptallığa bile kalkıştım.     Sayfa 123

Zorunlulukla yaptığınız şeyleri erdeme dönüştürmeye çalışıyorsunuz.     Sayfa 261

Kılavuz, öğrencisine bütün izleri göstermelidir. Ama gideceği yolu seçmemelidir.     Sayfa 310

 Bu gün en iyi öğretmenin, öğrencisinden bir şeyler öğrenen öğretmen olduğunu anladım.     Sayfa 311

İdeal evlilik ilişkisi, her iki insanın da yaşamını sürdürmesi için bu ilişkiye muhtaç olmadığı zaman kurulandır.
Sayfa 342