24 Ocak 2015 Cumartesi

01 - SES VE ÖFKE - WILLIAM FAULKNER

WILLIAM FAULKNER

Kitap ilk bölümde çok zorladı beni. İsimler karışık ve kim kimin nesi açıklanmıyordu. Sonraki bölümlerde biraz netleşti ve en sona isim isim kişilerin bilgileri verilmişti. En başa ekleseler daha iyi olacaktı bu bilgileri. 

Dili başta ağır olsa da kitap ilerledikçe ve taşları yerine oturtmaya başladıkça daha zevkli okunuyor.


Arka kapak yazısı:

Ses ve Öfke'de, ABD'nin güneyinde yaşayan Compson ailesinin dağılışı farklı bilinçlerle izleniyor. Zihinsel engelli oğul Benjy'nin, suçluluk ve onur duygularıyla azap çeken ağabeyi Quentin'in, sert, mantıklı ve kurnaz diğer erkek kardeş Jason'ın anlatımlarıyla ailede yaşananlar yavaş yavaş açığa çıkıyor. Kız kardeş Candace'ten ( Caddy )  Jason'ın vasiliğini aldığı yeğeni Quentin'e, zenci hizmetçi Dilsey'den torunu Luster'a pek çok karakterin sahiciliği ve olayların evrensel trajedisi, Faulkner'ın diliyle bir cam kırığı kadar keskin, bir öfke ânı kadar yüksek sesli.


Arka kapakta aslında çok kısa bir özeti verilen kitap toplam dört bölümde oluşuyor.


Birinci bölümü zihinsel engelli Benjy'den okuyoruz. Genellikle zenci hizmetlilerle beraber olan Benjy insanların akrabalık ilişkilerini pek açık etmeden olayların akışını anlatmış. İnsanı zorlayan diliyle kitap bitirilmediği sürece bir ayağı hep boşlukta kalacak bir anlatımı vardı. Dikkatli okunmazsa bazı olayları anlatırken geçmişe gidip geliyordu ve olay örgüsünden kopuşa neden olabiliyordu. Benjy genellikle ana göre olayları anlatıyordu çok da mantık akışını kullanmadan.


İkinci bölümde Quentin'in Benjy'nin düşünce akışından daha zor bir ruh haliyle anlatımı var. Bir kere aile ellerindeki arazilerini okusun üniversiteyi bitirsin diye satmış ve bu durumun bir suçluluk duygusu altında eziliyor Quentin. Quentin intihar ettiği güne kadar olan kısa bir dönemi anlatıyor. Kafa karışıklığı ve duygularını okuyoruz burada. Kız kardeşi Caddy evlenince bu zihinsel ve duygusal karmaşası büyüyen Quentin intihar eder.


Üçüncü bölümde hayata duygudan yoksun bir mantıkla bakan Jason'ın anlatımı var. Her olayı maddi bir çıkara dönüştürme çabasında olan Jason vasisi olduğu yeğenine bakması için kız kardeşinin gönderdiği paralar üzerinde yeni bir hayat kurmaya çalışmaktadır. Fakat her zaman evdeki hesap çarşıya uymayabilir. Bu bölümde amca Jason ve yeğen Quentin ( Caddy'nin kızı ) arasındaki zorlu ilişkiyi anlatılıyor.


Dördüncü bölümü tarafsız bir gözle Dilsey'in ağzından anlatan yazar keşke Candace'ın ağzından da bir bölüm işleseydi dedim ama sonra düşündüm ki onu da anlatsaydı herhalde bu kadar ses getirmezdi kitap. Lezzetini biraz da bu eksiklikten alıyor bence. Dilsey'in anlatımı olayların daha iyi oturması için gerekliliği şart olmuş bir bölümdü.


Zaten savaş sonrası ve modernizmin insanlarını yeni yeni etkilediği bir dönemde gelenekselci Compson ailesinin dağılışını anlatıyor. Bir yandan savaşın henüz yeni olan yaralarını sarmaya çalışan insanlar, bir yandan da modernitenin yarattığı değişikliğe ayak uydurmaya çalışmak zorunda kalıyor.


Bu kadar yeter  zorlu okumaların insanıyım diyen ve kitabı merak edenler varsa okuyun derim.




Quentin, sana bütün umutların ve özlemlerin mezarını veriyorum demişti; o daha çok insan yaşantılarının saçmalığına varman için acıta acıta kullanılmaya elverişlidir, böylece senin kişisel ihtiyaçlarını banın ve onun da babasının ihtiyaçlarını karşıladığından daha çok karşılayamayacaktır. Bu saati sana zamanı hatırlatsın diye değil, ara sıra onu bir an unutasın ve soluğunun hepsini onu elde etmek için harcamayasın diye veriyorum.... Savaş alanları insanların delilikleri ile umutsuzluklarını ortaya çıkarır ve zafer felsefecilerle budalaların hayalidir.      S.68


Pişman olacağın şeyler, kaptığın saçma sapan huylardır.     S.69


Doğuya ilk defa geldiğim zaman derdim ki bunlara zenci değil renkli insanlar deneceğini unutma ve ben de birçokları ile birlikte yaşamak zorunda kalamsaydım, bütün insanları, beyazları ve siyahları kabullenmenin en iyi yolu olarak o insanları kendilerini düşündükleri gibi görmek ve sonra onları kendi başlarına bırakmak olduğunu öğrenmeden önce oldukça zaman harcamam ve başıma da bir sürü belaların gelmesi gerekti.     S.77


Babam bir insan kendi talihsizliklerinin toplamıdır derdi.     S.92


Saflık olumsuz bir durumdur ve bu yüzden doğaya aykırıdır.      S.103

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder