ÖZGÜN ADI: The Road Of Lost Innocence
160 Sayfa
BASKI: 1. Baskı
Temmuz 2009
YAYIN EVİ: Bilge Kültür Sanat
Bu kitabı bir süredir okumak istiyordum kısmet bu etkinliğeymiş. Geç olsun güç olmasın diyorum. Kitabın dili akıcıydı. Bazı yerlerde anlatırken sanki başkasının hayatını anlatıyormuş gibi hissettirse de anlatımında problem yoktu. Yalnız kitapta Somaly'nin duygularına fazla yer verilmeden konu anlatılmaya çalışılmış.
Bu kitabı bir süredir okumak istiyordum kısmet bu etkinliğeymiş. Geç olsun güç olmasın diyorum. Kitabın dili akıcıydı. Bazı yerlerde anlatırken sanki başkasının hayatını anlatıyormuş gibi hissettirse de anlatımında problem yoktu. Yalnız kitapta Somaly'nin duygularına fazla yer verilmeden konu anlatılmaya çalışılmış.
Konusu çocuk yaşta satılıp genç kızlık dönemine kadar genelevde çalıştıktan sonra biraz şans biraz da kararlılıkla bu gidişata dur diyen Somaly'nin hayat hikayesini anlatıyor. Sadece Somaly'nin hayatını anlatmıyor, Kmboçya'daki toplumun genel durumunu ve uluslararası pedofil suçlarıyla beraber fuhuşun da durumunu göz önüne seriyor. Kısaca yerelde Kamboçya, genelde dünyadaki fuhuşun gücü aktarılmaya çalışılmış.
Bu kadar olumsuz önyargıların ve geleneklerin oluşmasında sadece geri kalan Kamboçya halkının sorumlu olduğunu düşünmek biraz saflık olur. Sonuçta çok uzun süren ve hala bitirilememiş bir savaş yaşadıkları gerçeğini unutmamak gerekir. Çatışmalı ortamlarda toplumlar sadece moral olarak değil milli birlik-ahlak gibi değerler olarak da bozulur. Yani genel anlamda bir çürüme gelişir, çatışmalı ortam ne kadar uzarsa bu çürüme o kadar derin ve köklü olur, etkilerini silmek için gerekli süre çürümenin derinliği kadar uzun olur.
Arka kapak yazısında da konu kısaca anlatılmış zaten
"Kamboçya'da bakire bir kızla seks yapmanın bir erkeği hastalıklardan koruyacağına inanılır. Bekâretleri garanti olsun diye beş-altı yaşlarında kız çocukları genelevlerde satışa çıkartılır. Kamboçya'da ailelerin kızlarını borçlarına karşılık genelevlere satmaları son derece sıradan bir durumdur. Kızlar ailelerinin borcunu ödeyene kadar çalışmak zorundadır. Karşı koymaya ya da kaçmaya çalışmanın sonu en iyi ihtimalle (!) ölümdür. Zaten kaçıp sığınacak bir yerleri de yoktur. Ya başka bir geneleve satılırlar ya da genelevlerle iş birliği halindeki polis tarafından geri iade edilirler.
Bugün, bu ürkütücü tablonun değişmesi için canla başla mücadele veren Somaly Mam de bu çarkın kurbanlarından biri aslında. Bekâreti 'sözde' büyük babası tarafından, borcuna karşılık, Çinli bir tüccara peşkeş çekildiğinde on iki yaşında olan Mam, yıllarca sürecek şiddet ve tecavüz döngüsüyle ilk böyle tanışır. Hiç tanımadığı bir adamla zorla evlendirildiğinde on dördündedir. İlk gecelerinde defalarca kocasının tecavüzüne uğrar, karşı koyduğunda dayak yer. On altısında da geneleve satılır. O günlerde 'hayır' demeye hakkı olduğu aklının ucundan bile geçmeyen o küçük kız bugün bütün dünyanın konuştuğu bir kahraman. Başka kadınların ve çocukların kendi çektiği acıları çekmemesi için, kurduğu vakıfla ve açtığı sığınma evleriyle insan tacirlerinin eline düşen kurbanlara yardım elini uzatıyor."
Hem her yerde evimdeyim, hem de hiç bir yerdeyim. S.9
Beni ağlatan acı değil, duygularımdı. beni ağlatan hüsrandı, onları öldürememdi. S.42
Bir skandal bile yaratsak, devlet büyüklerinin elinden gelen tek şey yargı mekanizmasını harekete zorlamak olur....Kamboçya'da kanun var, ama kimsenin umurunda değil. Geçerli kanun, paradır. S.143
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder