21 Ekim 2013 Pazartesi

28 - KİTAP HIRSIZI – MARKUS ZUSAK

KİTAP HIRSIZI
ÖZGÜN ADI: The Book Thief
              574 Sayfa
BASKI:       Aralık 2012
              1. BASKI
YAYINEVİ:    Martı Yayınları


Anlatıcının ölüm meleği olduğu bir kitap.
Dokuz yaşındaki Liesel Meminger ile altı yaşındaki kardeşi Werner beraber evlatlık verilmek üzere Münih’e anneleri tarafından götürülürken Werner yolda ölüyor. Bir istasyonda onu gömüyorlar ve mezarcılardan birisi defterini düşürüyor. Küçük kız da ( Liesel ) o defteri alıyor. Hikâyemiz de böylece başlıyor.
Liesel’i evlatlık alan ailenin evinin bulunduğu sokağın adı Himmel ( cennet ). Tabii bu ismle sokağın bir benzerliği yok tamamen tesadüf sanırım. Yeni anne Rosa Hubermann ağzı bozuk ve her zaman insanlara kötü davranan bir insan. Baba Hans Hubermann sessiz sakin göze çarpmayan bir insan.
Liesel üvey babasını seviyor. Çünkü vey babası her zaman onun yanında, ona destek oluyor.
Rudy Steiner komşularının oğlu. Bir gün futbol oynarken Liesel’in yüzüne kartopu attığı için annesi beraber okula gidip gelmelerini sağlıyor. Böylece arkadaşlıkları başlıyor ve Liesel’in en iyi arkadaşı oluyor.
Okuma-yazma bilmediği için alt sınıfa atılan Liesel’in üvey babası bir gece yatağının çarşafını değiştirirken mezarcının defterini görüyor ve Liesel’e okuma yazma öğretmeye başlıyor. Bu arada babası birinci dünya savaşında kendisinin hayatını kurtaran bir Yahudinin oğlunu ( Max ) eve getiriyor ve bir süre evlerinde saklanan Max bir gün evden ayrılmak zorunda kalıyor. bu süre içinde Liesel'le çok iyi anlaşıyorlar. Savaş bitince Liesel'i buluyor.
Rudy; zenci olduğu için madalyaları verilmeyen Owens’in durumunu protesto etmek için bir gece kendisini kömürle siyaha boyayıp koşuyor. Haksızlıklara karşı bir şekilde tepkisini ortaya koyabilen, farklı düşünme tarzına sahip ilginç bir çocuk. 


Kitabı okuyana kadar azrailin ağzından bir savaş nasıl anlatılır diye düşünmemiştim. Okudukça daha çok düşünmeye ve empati yapmaya başladım. Fakat kitaptaki gibi bir Azraili düşünmek insanı biraz zorluyor. (Bir insan gibi düşünen Azrailin işi çok zor ) Bir ara bazen insanların ölüm şeklinin kendisini şaşırttığını söylüyordu. Bu cümleyi okurken bunun Türkiye’de daha sık başına gelebileceği aklımdan geçmedi değil.
 En sonda yazılan bir cümle olayı özetliyor aslında "insanlar benim lanetim". gerçekten konuyu düşününce hak vermemek elde değil.


Kendimi tutamayarak kamyona binip onu elime aldığımda, onun hikâyesini yolculuklarım sırasında yıllar boyunca ve yüzlerce kez okuyacağımı anlamamıştım. Yollarımızın kesiştiği yerleri izleyecek, kızın gördüklerine ve nasıl olup da hayatta kaldığına hayret edecektim.     Sayfa 19

Rudy dünyayı bozguna uğratmak için kendini baştan aşağı siyaha boyayan deliydi.     Sayfa 88

Bir şeye gerçekten ulaşmak yerine ulaşmanın eşiğinde olmanın çok daha kolay olduğunu anladı.     Sayfa 97


Kitap hırsızı yavaş yavaş işlerin nasıl olduğunu ve daima nasıl olduğunu ve daima nasıl olacağını anlamaya başlarken, kabuslar da kendi içlerinde güçleniyordu. Hiçbir şey olmasa bile, en azından kendini hazırlayabilirdi.     Sayfa 109 

Kardeşinin sonsuza dek altı yaşında kalacağını büyük bir üzüntüyle fark etti ama bu düşünceye tutunduğunda gülümsemeye çalıştı.     Sayfa 495

İnsanları hep en iyi ve en kötü durumlarında bulurum. Hem güzelliklerini ve hem çirkinliklerini görürüm ve ikisinin nasıl aynı yaratıkta olabildiğini merak ederim. Ancak onlarda da benim kıskandığım bir şey var. İnsanlar ölebilecek kadar akıllılar.    
Sayfa 513

2 yorum:

  1. bu kitabı gerçekten çok merak ediyorum

    YanıtlaSil
  2. Merak ettiyseniz okuyun. Bu konuda yazılmış kitaplar okudum ama böyle değişik anlatımı olanı okumamıştım. Değişiklik her zaman iyidir.

    YanıtlaSil