11 Eylül 2015 Cuma

44 - NARZISS VE GOLDMUND

HERMANN HESSE


ÖZGÜN ADI: Narziss Und Goldmund 
           318 Sayfa
 BASKI:  11. Baskı
          Nisan 2014
 YAYIN EVİ:  Yapı Kredi Yayınları



Kitabın arka kapağı:
Narziss ve Goldmund, kişilikleri ve dünya görüşleri çok farklı iki insan arasındaki sıra dışı dostluk ekseninde, yaşam, ölüm, sanat, us, aşk, tutku ve cinselliğin izini sürüyor.
                Bir yanda bilge Narziss, öte yanda sanatçı Goldmund; ikisi de kendi yolunda, “kendini gerçekleştirme”  yolunda mükemmel’e ulaşmaya çabalasa da, mükemmel’e karşıt yönlerde yaklaşmayı başarabiliyorlar ancak.
Karşıtlıkların iki insanı birbirinden koparmadığı, tersine, birbirlerini bütünlemelerini sağladığı gerçeğini vurgulayan bu roman ortaçağda geçmesine karşın güncelliğini hep koruyacak, bu gün olduğu gibi yarın da çağdaş dünyaya önemli mesajlar vermeye devam edecek.”

Mariabronn manastırının en parlak öğrencilerinden Narziss her zaman kendisi diğer manastır sakinlerinden daha üstün gören, zeki, sakin ve başarılı birisidir.

Bir gün babası tarafından manastıra bırakılan ve babası dışında kimsesi olmayan Goldmund en yakın dostudur. Fakat Narziss Goldmund’u da kendisinden küçük görür. Goldmund Narziss’i kendisine dost olarak görmekle birlikte her zaman saygılı ve terbiyeli davranır. Narziss’in kendisini küçük gördüğünün farkında olan Goldmund bunu unutmaya çalışarak ilişkilerini devam ettirmeye çalışır.

Narziss Goldmund ile dostluğunu geliştirdikten sonra onun sanatçı bir kişiliğe sahip olduğunu fark eder ve Goldmund’un da bunu görmesini sağlar. Manastır hayatının sanatçı kişiliğine zarar verdiğini gören Goldmund manastırda ayrılır, göçebe bir hayat sürer.

İdam edilmek üzere zindana atıldığı sırada Narziss onu kurtarır ve beraber manastıra dönerler. Bir süre manastırda kalan Goldmund yerleşik hayata alışamaz ve tekrar yollara düşer. Birkaç yıl sonra ölüm döşeğinde manastıra dönen Goldmund kısa sürede Narziss’in yanında ölür.

Özellikle idamdan kurtardığı Goldmund'un tutarlı ve gerçekçi konuşmaları karşısında kendini beğenmişliğinden utanan Narziss sonunda bu durumunu Goldmund'a itiraf eder.

Narziss ile Goldmund arasında çok fazla felsefik tartışma geçmekte ve her konuşmalarında bir konuyu işlemekte olan kitap ağırlıklı olarak Goldmund üzerinde ilerliyor. Çoğu yerde sadece Goldmund anlatılmaktadır.

Narziss’in hayat ve hayatı anlama yolları ile ilgili anlattığı birçok konuyu Goldmund ancak heykeltıraş olup kendini vererek eserler üretmeye başladığında kavrıyor.

Anlatım dili akıcı ve çok güzeldi. Çok ağır konuları işlemesine rağmen okurken insanı yormadan bir çok konuyu çok az sayfada güzel bir şekilde aktarabilmiş ender kitaplardan diyebilirim. Çevirisi güzel ve hata hemen hemen hiç yoktu.


  Bizler, sevgili dostum, güneş ve ay gibiyiz, deniz ve kara gibi. Amacımız iç içe geçmek, birbirimize dönüşmek değil, birbirimizi tanımak, birbirimizi gerçekte nasılsak öyle görüp buna saygı duymak, yani birimizin ötekinin karşıt ve bütünleyici parçası olduğunu bilmektir.      S48

  Sanat, baba ve anne dünyasının, us ve kanın birleşmesiydi; en somuttan yola çıkıp en soyuta götürebilirdi ya da katıksız bir düşünceler dünyasından yola koyularak en kanlı canlı ette soluğu alabilirdi.      S175

Yaşam çoğu zaman Goldmund’u katlanılmaz ölçüde kızdıran bir kölelikten başka şey değildi.      S176

♥  Yersiz yurtsuz bir göçebe nazik ya da kaba, hünerli ya da beceriksiz, cesur ya da korkak olabilir, ama yüreğinin derinliklerinde bir çocuktur, ilk günde yaşar hep, dünya tarihinin başlamadan önceki ilk günde.      S198

  Gözlerinde ölümü gördü kızın, ama çaresiz ölecek olmayı değil, ölmek isteğini, ölebilme özgürlüğünü, yeryüzü anasının çağrısına sesini çıkarmadan uymayı ve teslimiyeti gördü.      S231

  Sanat daha çok bir masumiyeti ve saflığı içerir.      S198

  Eser tamamlandı mı buradan alınıp götürülerek yerine yerleştirilecek.... tıpkı atölye gibi içim de boşalmış ve yağmalanmış olacak.      298

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder