ÖZGÜN ADI: Narziss Und Goldmund
318 Sayfa
BASKI: 11. Baskı
Nisan 2014
YAYIN EVİ: Yapı Kredi Yayınları
Kitabın arka kapağı:
“Narziss ve Goldmund,
kişilikleri ve dünya görüşleri çok farklı iki insan arasındaki sıra dışı
dostluk ekseninde, yaşam, ölüm, sanat, us, aşk, tutku ve cinselliğin izini
sürüyor.
Bir
yanda bilge Narziss, öte yanda sanatçı Goldmund; ikisi de kendi yolunda,
“kendini gerçekleştirme” yolunda
mükemmel’e ulaşmaya çabalasa da, mükemmel’e karşıt yönlerde yaklaşmayı
başarabiliyorlar ancak.
Karşıtlıkların iki insanı birbirinden koparmadığı,
tersine, birbirlerini bütünlemelerini sağladığı gerçeğini vurgulayan bu roman
ortaçağda geçmesine karşın güncelliğini hep koruyacak, bu gün olduğu gibi yarın
da çağdaş dünyaya önemli mesajlar vermeye devam edecek.”
Mariabronn manastırının en parlak öğrencilerinden Narziss
her zaman kendisi diğer manastır sakinlerinden daha üstün gören, zeki, sakin ve
başarılı birisidir.
Bir gün babası tarafından manastıra bırakılan ve babası
dışında kimsesi olmayan Goldmund en yakın dostudur. Fakat Narziss Goldmund’u da
kendisinden küçük görür. Goldmund Narziss’i kendisine dost olarak görmekle
birlikte her zaman saygılı ve terbiyeli davranır. Narziss’in kendisini küçük
gördüğünün farkında olan Goldmund bunu unutmaya çalışarak ilişkilerini devam
ettirmeye çalışır.
Narziss Goldmund ile dostluğunu geliştirdikten sonra onun
sanatçı bir kişiliğe sahip olduğunu fark eder ve Goldmund’un da bunu görmesini
sağlar. Manastır hayatının sanatçı kişiliğine zarar verdiğini gören Goldmund
manastırda ayrılır, göçebe bir hayat sürer.
İdam edilmek üzere zindana atıldığı sırada Narziss onu
kurtarır ve beraber manastıra dönerler. Bir süre manastırda kalan Goldmund
yerleşik hayata alışamaz ve tekrar yollara düşer. Birkaç yıl sonra ölüm
döşeğinde manastıra dönen Goldmund kısa sürede Narziss’in yanında ölür.
Özellikle idamdan kurtardığı Goldmund'un tutarlı ve gerçekçi konuşmaları karşısında kendini beğenmişliğinden utanan Narziss sonunda bu durumunu Goldmund'a itiraf eder.
Narziss ile Goldmund arasında çok fazla felsefik tartışma
geçmekte ve her konuşmalarında bir konuyu işlemekte olan kitap ağırlıklı olarak
Goldmund üzerinde ilerliyor. Çoğu yerde sadece Goldmund anlatılmaktadır.
Narziss’in hayat ve hayatı anlama yolları ile ilgili
anlattığı birçok konuyu Goldmund ancak heykeltıraş olup kendini vererek eserler
üretmeye başladığında kavrıyor.
Anlatım dili akıcı ve çok güzeldi. Çok ağır konuları
işlemesine rağmen okurken insanı yormadan bir çok konuyu çok az sayfada güzel
bir şekilde aktarabilmiş ender kitaplardan diyebilirim. Çevirisi güzel ve hata
hemen hemen hiç yoktu.
♥ Bizler, sevgili dostum, güneş ve ay
gibiyiz, deniz ve kara gibi. Amacımız iç içe geçmek, birbirimize dönüşmek
değil, birbirimizi tanımak, birbirimizi gerçekte nasılsak öyle görüp buna saygı
duymak, yani birimizin ötekinin karşıt ve bütünleyici parçası olduğunu
bilmektir. S48
♥ Sanat,
baba ve anne dünyasının, us ve kanın birleşmesiydi; en somuttan yola çıkıp en
soyuta götürebilirdi ya da katıksız bir düşünceler dünyasından yola koyularak
en kanlı canlı ette soluğu alabilirdi.
S175
Yaşam çoğu zaman Goldmund’u katlanılmaz ölçüde
kızdıran bir kölelikten başka şey değildi.
S176
♥ Yersiz
yurtsuz bir göçebe nazik ya da kaba, hünerli ya da beceriksiz, cesur ya da
korkak olabilir, ama yüreğinin derinliklerinde bir çocuktur, ilk günde yaşar
hep, dünya tarihinin başlamadan önceki ilk günde. S198
♥
Gözlerinde ölümü gördü kızın, ama çaresiz ölecek olmayı değil, ölmek
isteğini, ölebilme özgürlüğünü, yeryüzü anasının çağrısına sesini çıkarmadan
uymayı ve teslimiyeti gördü. S231
♥ Sanat
daha çok bir masumiyeti ve saflığı içerir.
S198
♥ Eser
tamamlandı mı buradan alınıp götürülerek yerine yerleştirilecek.... tıpkı
atölye gibi içim de boşalmış ve yağmalanmış olacak. 298
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder