16 Eylül 2013 Pazartesi

23 - HANNAH’NIN DÜNYASI - ARIANE BOIS

HANNAH’NIN DÜNYASI
 ÖZGÜN ADI: Le Monde d’Hannah
              243 Sayfa
BASKI:       Haziran 2013 2. BASKI
YAYINEVİ:    Everest Yayınları
HANNAH'NIN DÜNYASI


Kitap ikinci dünya savaşı sırasında Fransa’da yaşayan bir Yahudi ailenin dramını anlatıyor. Klasik bir hayat hikâyesi. Diğer ikinci dünya savaşını anlatan kitaplardan farkı; bu sefer Almanlar değil de Yahudileri ölüm kamplarına gönderen ve buna sessiz kalan Fransızlar eleştiriliyor. Bir ara Hannah savaşla ilgili eleştirilerini ifade ederken suçlu sadece Almanlar değil, Fransa’da ölüm kamplarına gönderilenler alman askerleriyle hiç karşılaşmadı hep Fransız polisi ( ya da askeri ) bu işi gerçekleştirdi diyordu. İnsan biraz mantıklı düşününce bu eleştirinin ne kadar doğru olduğunu fark ediyor. Belki bu çılgınlığı Almanlar başlattı ama diğer ülkeler de büyük bir hevesle çanak tuttu bu yapılana, ta ki işin ucu kendilerine değip canlarını acıtmaya ve kendilerini de bu suça ortak noktasına getirene kadar.
Kitap daha çok iç hesaplaşmalar ve kendi psikolojik sorunlarıyla baş etmeye çalışan Hannah’ın çevresinde gelişiyor.  Küçüklüğünde de içe kapanık olan ve savaştan sonra annesiyle yalnız kalan Hannah ilişkilerinde de başarılı olamıyor. Çocukluk arkadaşı Suzon’un babasının kendi babasının kampa gönderildiği olayları işi nedeniyle önceden bildiğini ve sessiz kaldığını öğrendikten sonra büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor ve Suzon’la da ilişkilerini kesiyor. Bu durumla uzun süre mücadele etmek zorunda kalıyor. Çünkü Suzon onu hep koruyan ablalık yapan birisi, bu olayla sadece arkadaşını değil ablasını da kaybettiğini fark ediyor. Kitabın sonunda çok güzel bir sürprizle karşılaşıyor. Bu kadar ipucu yeter gerisi kitapta.


Beharlar, onlarsız bir hayatın düzenlenmekte olduğu, fotoğraftan yavaşça çıkarıldıkları ve yakında görünmez olacakları izlenimine kapılmışlardı.     Sayfa 64

Barış zamanının sessizleri, savaşla birlikte dilsiz olmuşlardı.     Sayfa 92

Diğerleri gibi davranmak. Daima diğerleri gibi. Ama aynı zamanda farklı kalmak.     Sayfa 94

Tebessümlerinin ardında bir soruyu kendine sormaktan asla vazgeçmiyordu: “Eğer babam şu anda geri dönseydi, acaba onu tanıyabilir miydim?”     Sayfa 170

Çocukluğumuzu savaşla heba ettiler, şimdi de en güzel yıllarını çalmalarına müsaade etmeyeceksin herhalde.
     Sayfa 186

Stendhal haklıydı: “Tanrının tek mazereti, var olmamasıdır.     Sayfa 223

Tarih lafı gevelemez, sadece ne diyeceğini bilemez.     Sayfa 241

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder