BASKI: Eylül 2006
12. BASKI
YAYINEVİ: Kırmızı Yayınları
YAYINEVİ: Kırmızı Yayınları
172 Sayfa
Rimbaud’un hayatını okuyunca
“hızlı yaşa genç öl ki cesedin yakışıklı olsun” sözüyle ne demek istediklerini
anladım sanırım. Hızlı ve yorucu bir hayatı olmuş. Genç ölmüş ama bu günkü
seksenliklerden daha dolu ve daha doyurucu olduğuna inandığım bir hayatı olmuş
bence. Bir tek ölüm şekline üzüldüm, kanser tanısıyla bacağı kesiliyor ve
kangrenden ölüyor; bu kadarı ancak bizde olur dedirten bir ölüm şekli olmuş,
ama olsun şairin kendisi de farklı birisiymiş. En azından bir şeylere ya da bir
yerlere körü körüne saplanıp kalmamış. Hayat böyle olursa daha güzel, daha
çekilir olur zannımca. Kitap hem dörtlük hem de şiir tadında yazılardan
oluşuyor.
Daha çok İsa ile arasında bazı sorunlar varmış hissi uyandırıyor. Yani dinle arası pek hoş değil. Dili iyiydi fena değildi, en azından çevirmenler işini düzgün yapmışlar; Türkçe deyimler falan yoktu. Çevirmenler dedim çünkü kitap birkaç kişinin çevirdiği yazılardan oluşuyordu. Kitabı önce günümüz şiir kitapları gibi düşünerek elime almıştım, sonra öyle olmadığını görünce şaşırdım fakat düz yazıları da şiir tadındaydı. O kadar sıkıcı değildi.
Daha çok İsa ile arasında bazı sorunlar varmış hissi uyandırıyor. Yani dinle arası pek hoş değil. Dili iyiydi fena değildi, en azından çevirmenler işini düzgün yapmışlar; Türkçe deyimler falan yoktu. Çevirmenler dedim çünkü kitap birkaç kişinin çevirdiği yazılardan oluşuyordu. Kitabı önce günümüz şiir kitapları gibi düşünerek elime almıştım, sonra öyle olmadığını görünce şaşırdım fakat düz yazıları da şiir tadındaydı. O kadar sıkıcı değildi.
Bir güdüdür yaşam, hepimizin
yaşamak zorunda olduğu. Sayfa 61
Cehennemde sanıyorum
kendimi, ordayım demek. Din derslerinin sonucu bu. Vaftizimin tutsağıyım ben.
Anam-babam, benim mutsuzluğumu yapan sizlersiniz, Kendi mutsuzluğunuzu yapan da
sizsiniz. Zavallı suçsuz! – Cehennem bir b… yapamaz tanrısızlara. Sayfa 64
Beni bırakmayacağına söz
vermesini isterdim. Yirmi kez verdi, bu âşık sözü. Ona: seni anlıyorum, demem kadar boştu bu söz aslında. Sayfa 77
Kutsal buldum sonunda
aklımın düzensizliğini. Sayfa 87
Artık kesinlikle çağdaş
olmak gerek. Sayfa 113
Hangi iyi kollar, güzel
çağlar bana geri verecek düşlerimin, kıpırtılarımın çıkıp geldiği o
bölgeyi? Sayfa 136
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder