18 Nisan 2014 Cuma

16 - YOLDAŞ BEN İBNEYİM - YILDIZ TAR

YILDIZ TAR
BASKI:  Aralık 2013
      2. Baskı
YAYIN EVİ:  Ceylan Yayıncılık
      109 Sayfa
TÜRÜ:  Röportaj
Herkese günaydınlar. Uyku mu tutmadı diyeceksiniz şimdi sabah sabah ama olsun insan hastayım diye evde yatıyorsa zamanı geçirmek için birşeyler yapması gerekiyor sonuçta. Evde sabah erken işe giden bir de arkadaşınız varsa zaten bu saatler erken değildir.

Ben değişik yayınları okumayı seven birisiyim. Zaten bloğumu inceleyen birisi bu kanaate varmıştır, öyle şu tarzdan şaşmam bu türü okumam demeyen birisiyimdir. Bu durum tamamen çizgisiz başıboş bir okuyucu olduğum anlamına gelmesin.

Kitabı bir sosyolog arkadaşıma farklı türden kitaplar okumak istediğimi söyleyince önermişti. Sadece bu değil başka bir kaç tane daha önermişti ama beş kitaptan sadece iki tanesini alabildim ve birisini zaten okuma şenliği kapsamına aldım, bunu da sayfa sayısı az ve çok merak uyandıran bir içeriği olduğu için önce okudum.

Kitap değişik sol grupların genel başkan yada genel başkan yardımcıları ile yapılan söyleşilerden oluşuyor. sonda da bir sözlüğü var; en çok kullanılan terimleri açıklayıcı nitelikte. 

Önsözde de belirtildiği gibi okudukça bir tek ESP genel başkanın bu konu hakkında biraz bilgi sahibi olduğunu teorik olarak aşinalığı olduğunu diğerlerinin ( tabiri caizse ) kuru gürültü yaptıklarını farkediyor insan.

Her konuda olduğu gibi bu konuda da kendini sol-sosyalist olarak adlandıran gruplar/partiler yine yumurta gelip bir yerlerine dayanmayana kadar görmemezlikten geliyorlar. Karadenizlilere ait olduğu iddia edilen bir söz var "baktın olmayi o zaman bakmayacaksın" ( doğru yazamamış olabilirim ama ne demek istediğini anlatacak kadar yazabilmişimdir umarım ) burada da sonuna kadar buram buram kendini hissettiren bir söz bu. 

Farklı cinsel eğilimli insanların belli bir örgütlenme, eylem ve etkinlik seviyesine ulaşmasıdan önce haberleri yokmuş gibi davranıp, herşey belli bir olgunluğa erişince lütfedip görmeye başladıklarını açıkça olmasa da itiraf ediyorlar. İkibinli yıllardan önce yokken birden gökten zembille kucaklarına inen bu problem hakkında bazılarının açıklamaları sokak röportajlarından hiç farklı değildi. Bunu okuyunca solculuk oynayanlara mı üzüleyim yoksa bu güne kadar bir türlü kendilerini anlatamamış lgbt lere mi üzüleyim karar veremedim.


Bence konumuna en uygun ve ayağı yere basan tek açıklamayı ihd İstanbul şube başkanı yapmış ve çok da güzel yapmış, ona yakışan da buydu. Tebrik etmek lazım.


Hep homofobi homofobi diye dillerde düşürmemeye başladığımız bu konuyu ne kadar sığ ve bilinçsiz kullandığımızı da açığa çıkaran bir kitap. Bir toplumda en ilerici saflarda yer alma iddiasında bulunan insanlar bu kadar cahil olunca bu konuda eğitimsiz insanlarımız ne yapsın. Bir de toplum buna hazır değil diye beylik laflar edilmezmi sinir oluyorum. Ben buna hazır değilim diyemeyen megaloman kişiliklerin hep öne sürdüğü ve bu hazır olmayan toplumda kimleri kastettiklerini hiç bir zaman açıklamayan cahilleri de baş köşeye oturtmazlar mı gel de küfretme   :((    Bu kadar laf yeterli şimdilik anlayana dermişim bir de.


Gelelim kitabımıza Başta yer verilmiş olan 'Amargi'deki Erkek' başlıklı yazı aslında bir çok lgbt'nin sık sık yaşadığı psikolojik gerilimi çok iyi bir dille anlatıyor. İnsan okuduktan sonra biraz düşününce ne kadar büyük bir çıkmaz, psikolojik destek almadan bu durumda kurtulmak çok zor diyor bazı yerlerde.


Bazı söyleşilerde yaptıkları yanlışın farkında oldukları görülüyor fakat bundan nasıl sıyrılacaklarını yada nasıl bir yol seçerlerse sorunu doğru zeminde tahlil edip çözümleyebileceklerini açıkla(ya)mıyorlar. Problem bu diyip ortaya atınca sorunlar çözülmüyor maalesef, derdi çözüm olan bunu itiraf eder. Bu kadar eleştiri yeterli birazı da başka bir kitaba kalsın eleştirileri bunun üzerinden tüketmenin gereği yok. 


Bana sorarsanız alın okuyun, kitap hem pahalı değil hem de ince. Okumam diyenin fazla zamanını da almaz. Okunması için ne kadar çooook bahane üretmeye başladım :)))) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder