4 Mart 2015 Çarşamba

05 - DANS EDEMEYECEKSEM BU BENİM DEVRİMİM DEĞİLDİR - EMMA GOLDMAN






ÖZGÜN ADI: 
      138 Sayfa
BASKI:  1. Baskı
      Ağustor  2006
YAYIN EVİ:  Agora Kitaplığı
ÇEVİREN:  Necmi BAYRAM


                                     





Arka kapaktan;
"Emma Goldman, ya da herkesin bildiği adıyla 'Kızıl' Emma: 

Evlilik insan doğasına aykırıdır, esas olarak kadınları baskı altında tutmaya yarar ve bir kurum olarak kadınların cinselliklerini özgürce yaşamalarını engeller... 

Kadın ile erkek arasında aşkla kutsanmamış, doğal olmayan her türlü birlik fuhuştur. 
Kıskançlık ise, aşkın meyvesi olmaktan ziyade, erkeklere seks tekeli kurmayı sağlayan bir bahanedir... 

Teizm insan zihnine bir hakaret, ateizm ise hayatın, güzelliğin ve insan bilincinin en güçlü biçimde ve ebediyen onanmasıdır. 

Vatanseverlik, dünyamızın her biri demir parmaklıklarla çevrili, küçük parçalara bölünmüş olduğunu ve bazı özel parçalarda doğma şansına sahip olanların, üstünlüklerini başka parçalarda yaşayanlara göstermek için onlara savaş açma ve onları öldürme hakları olduğunu öngörür. 

Anarşizm insanın ufkunu açıp onu özgürleştiren bir güçtür; insanlara kendi yeteneklerine güvenmeyi, herkesin eşit ve güvenlikte olacağı bir hayat uğruna mücadele etmeyi, tek birimiz bile tutsaksak hiçbirimizin özgür olamayacağını öğretir."

Daha ne denilebilir ki kitabı özetlemiş bile arka kapak yazısı. Dili ağır değil, okuyan herkes birşeyler bulabilir kitapta. Çok yalın bir anlatımı var. Taa en başta "ben hayatımı, geriye dönüp bakacak vakit bulamadığım denli yoğun ve şiddetli yaşadım.....  Yine de ben, bilgeliğe ulaşacak kadar yaşlanacağımı zannetmiyorum." Demiş ve aslında hayatını anlatma olayına son noktayı koymuş.

Hayatını anlatırken kitabın adını alışının hikayesini de anlatmış: "on altı yaşıma geldiğimde daha görkemli bir ölümde karar kıldım. Ölene kadar dans edecektim." Çok az kadın hem feminist olarak hem de anarşist olarak, iki uç kimlikle adından bu kadar çok söz ettirmiştir sanırım. 

Hayatımı geriye bakıp da yaptıklarımın çetelesiyle uğraşamayacak kadar yoğun yaşadım diyebilecek ender insan vardır yeryüzünde. Bunu diyenin karşısında eğilmek lazım. Dolu dolu yaşamak gerçekten de çok zor bir durum.


Çünkü bedelini ödemeden, dibini görmeden, hayatın doruklarına hiç bir zaman yeniden tırmanamazsınız.      S.2

Ne yazık ki hayat, kendilerini toplumda seçilmiş, daha iyi eğitimli, üstün görenlere bir şey öğretemiyor.      S.5

İlerleme tarihi, halkın benimsemediği fikirleri benimseme cesaretini gösteren kadınlarla erkeklerin kanlarıyla yazılmıştır.      S.7

Ticari ve kâr gözetilen düşüncenin kişisel idareyi belirlemekte önemli rolü olduğu sürece, dünya üzerinde ne özgürlük, ne uyumlu bir gelişme mümkündür.      S.9

Bize barışı getireceği vaadiyle daha fazla savaş gemisine ve silaha yapılan bunca harcamanın varacağı nokta, 'huzurlu insan, en iyi silahlanandır' savının sergilediği saçmalıktan başka bir yer değildir.      S.13

Evlilik; kadına süresi ömür boyu olan bir sigorta poliçesi sağlar, erkeğe de kendi türünü devam ettirmesini sağlayacak tatlı bir oyuncak.      S.16

Bizler henüz, kadının bir ruhu olmadığı, erkeğin basit bit eklentisi olduğu, kendi gölgesinden korkacak kadar çok güçlü olan beyefendinin sırf rahatını sağlamak adına onun kaburgasından yaratıldığı mitini aşabilmiş değiliz.      S.24

Kıskançlık, gerçekten de aşkı güvenceye almak bakımından zavallıca bir yoldur, fakat özsaygıyı yok etmenin de en keskin yoludur.      S.42

Ahlâkçılar her zaman, daha iyisini kuramadıkları sefil kurumları ayakta tutmak için insan ırkının yarısını kurban etmeye razıdırlar.      S.64

Oy hakkı, eşit sosyal haklar çok güzel talepler olabilir, ancak esas özgürleşme, ne oy sandıklarında ne de mahkemelerdedir. Özgürleşme, kadının ruhunda başlar.       S.87

Zihinsel yozlaşma ne kadar iğrençleşirse, kalabalık bu tablodan o kadar zevk alıyor.      S.93

İnsan gerçekten kurtulacaksa, kurtarması gereken şey cennet değil, yeryüzüdür.      S.117

Başkalarının hayatları ve deneyimlerini kendimizin kılmaya yardımcı olan yegâne şey, başkalarının hayatına girebilme yeteneğimiz ve olaylara karşı tepkimizin düzeyidir.      S.126

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder