5 Nisan 2015 Pazar

14 - BABAM ÖLDÜĞÜNDE AĞLAMADIM - IRIS GALEY

BABAM ÖLDÜĞÜNDE AĞLAMADIM



Dört yıl boyunca ensest kurbanı olan yazar genel olarak yaşadıklarını anlatmış bu kitabında.



ARKA KAPAK 
"Iris, sırrını açıladığında 14 yaşındaydı. İki gün sonra babası alnına tabancayı dayayarak intihar etti. Bir kız enstitüsüne gönderilen Iris, bir daha asla bu  konu hakkında konuşmadı. Ta ki, 40 yıl sonra yeni Zelandada bir televizyon kanalında  ensest üzerine bir program görüp kendi hayat hikayesini kaleme almaya karar verinceye kadar… Ensest üzerine yazmak ya da konuşmak hâlâ bir tabu olarak görülüyor. Son istatistiklere göre  ensest daha yaygın bir hale gelmesine rağmen rağmen (sadece İsviçre’de 45000 vaka kaydedilmiştir), kurbanları, yaşadıkları acıları ve yüzkarası
utançları insanlarla paylaşmaya cesaret edemiyor. Günümüzde bile bir baba işlediği insanlık suçundan habersiz kızına yıllarca tecavüz ediyor ve kimsenin ruhu duymuyor.
Iris Galey hayatını kötü bir karabasan gibi etkileyen kirletilmiş çocukluğuna götürüyor bizi. Çaresizliğini, ümitsizliğini ve sevgisizliğini ışığa tutarak hem hissetmek istiyor, hem de hissettirmek."



Yaşadığı olaydan dolayı hiçbir şekilde psikolojik destek almayan ve sürekli bu kabusla hayatını yaşamak zorunda kalan yazarın yaşadığı çıkmazları anlatıyor.


Özellikle yaşadığı iyi olaylarda bile geçmişin kötü etkileri hep karşısına çıkıyor ve hayatını yaşayamıyor. Bir evlilik yapıyor ( zaten baştan sakat bir evlilik bu )  ve bu evlilikle daha da derinleşen bunalımlarından kurtulmak için gönüllü olarak hastaneye bile yatıyor.


En sonunda doğru olanı yapabiliyor, bana göre evlilik genelde kadınlar için hayatlarının bir kabusudur ama yazar için

durum değişik oluyor ve hayatında hem psikolojik olarak hem de yaşam şekli olarak pik yaptığı bir mihenk taşına dönüşüyor. Onca hayal kırıklığından sonra yalnız olmadığını kendisi ile aynı durumda başka insanların da bulunduğunu fark etmesiyle hayatı değişiyor.

En güzeli ( bana göre ) olaya bir de failin gözünde bakmayı başarabilmesi. Kitabın sonundaki mektuplarda yazarın problemlerinin başka boyut kazandığını, daha eleştirel yaklaştığını ve olayın toplumsal yönlerini de irdelediği görünüyor. "Babam neden benden uzaklaştırılmadı da intiharı beklendi" gibi kendisinin dışına çıkıp farklı sorgulamalara girmesi bence olumlu bir gelişme.

Kitabı okurken babaya bile anneye sinir olduğum kadar sinirlenmedim. Onca badireden sonra bile her şeyi kendisine göre düzenleyip kızını sık sık görmezden gelmesi aslında annenin daha büyük bir psikolojik desteğe ihtiyacı olduğunu düşündürdü hep.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder