Sayfa Sayısı: 191 Sayfa
BASKI: 2. Baskı
2013
YAYIN EVİ: İletişim Yayınları
Dört ayrı bölümden oluşan öykü kitabı geçmişten kopamayan birisinin üslubu ile yazılmış.
Mesela akılsız adam ile akılsız adamın ağlu Sadullah Efendi birbirinin devamı yada tamamlayıcısı iki öykü. Birinde baba; hayat görüşü ve oğlu ile ilgili hayalleri anlatılıyor. Olanla hayal edilen karşılaştırılıyor.
İkincisinde Sadullah Efendi'gözünde babası ve hayat görüşleri, kendisine olan etkileri ve kişiliğini nasıl etkilediği açık olarak resmedilmiş.
Dili akıcı ve zengin, günümüz genç yazar kuşaklarında pek de görülmeyen bir dil ve tam bir kullanımı var. İlk kez Şule GÜRBÜZ okudum ve okumayanlara kesinlikle tavsiye ederim.
Ne oluyor dendiğinde olan hiçbir zaman anlatılan, sözü edilen hatta ihsas edilen değildi. İnsanın kendisine olmasını istediğiydi. Çok üzgün olduğunu söylemek üzülememenin tercümesiydi, perişan oldum demek hakkı ile ıstırap çekemiyorum demekti. Ve benzeri. Ama aksi, maalesef aksi hal aksi değil, aksinin aksetmesiydi.” s.70
İnsan zaten dertli değildir, derdin kendisidir. İnsan öyle büyük bir derttir ki bu büyüklükte bir şeyin kendine sığacağını aklına getirmez de bunu dünyanın, hayatın derdi sayar. Hayat, o durgun, kibirli suyunda kendisine bakan bu çirkin heyulaya bakıp bakıp "Bu herhalde benim," der. Bu dert de ona yeter. S.88
Evlat insanın devamıdır denir. Bu yüzden aptalın evladı olur. S.92
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder