ÖZGÜN ADI: The Bungalow
347 Sayfa
BASKI: Sayfa yırtılmış
YAYIN EVİ: Arkadya
Kitabı arkadaşımdan aldım, bir kitap bu kadar mı kötü kullanılır. Alalı birkaç ay oldu ve sadece ben okudum dedi ama kitap sanki asırlar devirmiş de yılların yıpranmışlığı üzerinde dökülüyor dersiniz. Sayfaların bazılarındaki yiyecek lekeleri evde çocuk varda ben mi bilmiyorum dedirtti resmen. :))
Daha önce "Böğürtlen Kışı" adlı kitabını okuduğum yazarın bu kitabını da merakla elime aldım ama sanki böğürtlen kışının gölgesinde kaldı. Daha sürükleyici birşey bekliyordum, yine de güzel bir kitaptı. Bence bir yazarı sık sık okumamam gerekiyor. Okuyunca böyle daha iyisini bulma ümidine kapılıyorum.
Anne Calloway II. Dünya Savaşına gönüllü hemşire olarak katılır. En yakın arkadaşı Kitty'nin savaşa katılma kararı nedeniyle böyle bir karar alır. Aslında nişanlısı ile aralarındaki ilişkinin aşk olup olmadığından emin olamaması da bunda etkili olur.
Savaştan yetmiş yıl sonra bir mektupla eski günlere dönen Anne'yi nasıl bir sürpriz bekliyor?
Pasifikte bir adaya giderler ve orada iki arkadaş ta aşık olur. Tam bir çıkmaza giren Anne bir de bir cinayete tanık olur. Bu olayların içinden çıkabilecek mi yoksa kaybolup gidecek mi? Güzel bir soru değil mi? Merak eden olursa gerisini okusun.
Kitap güzel bir aşk hikayesini anlatıyordu. Sonlara doğru gerçekler açığa çıktıkça insanın "hadi yaa" demeden edemediği hoş bir anlatımı vardı.
347 Sayfa
BASKI: Sayfa yırtılmış
YAYIN EVİ: Arkadya
Kitabı arkadaşımdan aldım, bir kitap bu kadar mı kötü kullanılır. Alalı birkaç ay oldu ve sadece ben okudum dedi ama kitap sanki asırlar devirmiş de yılların yıpranmışlığı üzerinde dökülüyor dersiniz. Sayfaların bazılarındaki yiyecek lekeleri evde çocuk varda ben mi bilmiyorum dedirtti resmen. :))
Daha önce "Böğürtlen Kışı" adlı kitabını okuduğum yazarın bu kitabını da merakla elime aldım ama sanki böğürtlen kışının gölgesinde kaldı. Daha sürükleyici birşey bekliyordum, yine de güzel bir kitaptı. Bence bir yazarı sık sık okumamam gerekiyor. Okuyunca böyle daha iyisini bulma ümidine kapılıyorum.
Anne Calloway II. Dünya Savaşına gönüllü hemşire olarak katılır. En yakın arkadaşı Kitty'nin savaşa katılma kararı nedeniyle böyle bir karar alır. Aslında nişanlısı ile aralarındaki ilişkinin aşk olup olmadığından emin olamaması da bunda etkili olur.
Savaştan yetmiş yıl sonra bir mektupla eski günlere dönen Anne'yi nasıl bir sürpriz bekliyor?
Pasifikte bir adaya giderler ve orada iki arkadaş ta aşık olur. Tam bir çıkmaza giren Anne bir de bir cinayete tanık olur. Bu olayların içinden çıkabilecek mi yoksa kaybolup gidecek mi? Güzel bir soru değil mi? Merak eden olursa gerisini okusun.
Kitap güzel bir aşk hikayesini anlatıyordu. Sonlara doğru gerçekler açığa çıktıkça insanın "hadi yaa" demeden edemediği hoş bir anlatımı vardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder