ÖZGÜN ADI: Memorios Of a Geisha
555 Sayfa
BASKI: 16. baskı
Nisan 2010
ÇEVİREN: Azize BERGİN - Zeliha İyidoğan BABAYİĞT
Birkaç aydır kitaplığımda duruyordu. Diğer etkinlik nedeniyle okuma fırsatım olmamıştı. Bu etkinlikteki "Ölmeden Önce Okunması Gereken 1001 Kitap” kategorisinde yer aldığını farkedince fırsatı değerlendirdim ve iyiki değerlendirmişim. Okuması zevkli bir kitaptı. Adından neden bu kadar bahsedildiğini daha iyi anlıyorum ve bence bunu hakediyor.
Konusu dokuz yaşındaki bir kızın hayatını anlatıyor. Annesi hasta ve ölümünü bekledikleri bir dönemde ablasıyla beraber ikisini bir adama satıyor. Abla güzel olmadığı için bir geneleve satılıyor, küçük kız güzel olduğu için geyşa olarak yetiştirilmek üzere bir yere satılıyor.
Olaylar kızın geyşa evine geliş öyküsüyle başlıyor. Babası balıkçı olan kıza sık sık köylü yada balık koktuğunu hatırlatan acımasız bir geyşa var bu evde. Sürekli kızın başına iş açıp duruyor.
Kıza geyşa olarak yetiştirilirken rehberlik yapan ablası olarak adlandırılan başka bir geyşa var ve kötü kalpli geyşayla da araları iyi değil. Her fırsatta intikam almaya çalışan abla bir gün "fareler, kedi uyurken gidip onu uyandırdıkları için kedinin kurbanı olmazlar" diyerek neden bu kötü yürekli insanın hedefi haline geldiğini açıklıyor.
Dokuz yaşında bir hizmetçiyken bir gün nehir kenarında umutsuz bir halde ağlarken bir adam yanına gelip onunla konuşuyor ve ona bir mendilin içinde biraz para verip birşeyler yemesini söyleyip gidiyor. Böyle bir karşılaşma bir insanı ne kadar etkiler yada hayatına ne kadar yön verebilir diyorsanız kitabı okuyun, sıkılmayacağınıza inanıyorum. Hem geyşalık üzerine de çok enterasan bilgiler edinebilirsiniz.
555 Sayfa
BASKI: 16. baskı
Nisan 2010
ÇEVİREN: Azize BERGİN - Zeliha İyidoğan BABAYİĞT
Birkaç aydır kitaplığımda duruyordu. Diğer etkinlik nedeniyle okuma fırsatım olmamıştı. Bu etkinlikteki "Ölmeden Önce Okunması Gereken 1001 Kitap” kategorisinde yer aldığını farkedince fırsatı değerlendirdim ve iyiki değerlendirmişim. Okuması zevkli bir kitaptı. Adından neden bu kadar bahsedildiğini daha iyi anlıyorum ve bence bunu hakediyor.
Konusu dokuz yaşındaki bir kızın hayatını anlatıyor. Annesi hasta ve ölümünü bekledikleri bir dönemde ablasıyla beraber ikisini bir adama satıyor. Abla güzel olmadığı için bir geneleve satılıyor, küçük kız güzel olduğu için geyşa olarak yetiştirilmek üzere bir yere satılıyor.
Olaylar kızın geyşa evine geliş öyküsüyle başlıyor. Babası balıkçı olan kıza sık sık köylü yada balık koktuğunu hatırlatan acımasız bir geyşa var bu evde. Sürekli kızın başına iş açıp duruyor.
Kıza geyşa olarak yetiştirilirken rehberlik yapan ablası olarak adlandırılan başka bir geyşa var ve kötü kalpli geyşayla da araları iyi değil. Her fırsatta intikam almaya çalışan abla bir gün "fareler, kedi uyurken gidip onu uyandırdıkları için kedinin kurbanı olmazlar" diyerek neden bu kötü yürekli insanın hedefi haline geldiğini açıklıyor.
Dokuz yaşında bir hizmetçiyken bir gün nehir kenarında umutsuz bir halde ağlarken bir adam yanına gelip onunla konuşuyor ve ona bir mendilin içinde biraz para verip birşeyler yemesini söyleyip gidiyor. Böyle bir karşılaşma bir insanı ne kadar etkiler yada hayatına ne kadar yön verebilir diyorsanız kitabı okuyun, sıkılmayacağınıza inanıyorum. Hem geyşalık üzerine de çok enterasan bilgiler edinebilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder