BASKI: 22. BASKI
Haziran 2012
YAYIN EVİ: Elips Kitap
406 Sayfa
ÇEVİREN: Semnal GÖKMEN
Kitabı birkaç ay önce almıştım. Bu kadar anlatılan, övüle övüle bitirlemeyen kitabı okumayı gerçekten istiyordum. Aldım ama bu sefer de hep erteledim. Ta ki yaz okuma şenliğine katılana kadar. Bu şenlikler de olmasa evde okumayı bekleyen kitap dağı oluştururum herhalde.
Sırf okunmayan kitap evde bulunmasın diye şenliğe katılıyorum. İşe yarıyor da. Liste oluştururken önceliği elimdeki kitaplara verdiğim için listem çabuk oluşuyor ve alışveriş yapma işini kısa tutabiliyorum.
Kitap ölen emekli bir demiryolu çalışanının vasiyeti üzerine eski bir mezarlığa defnedilmek üzere köyden başka bir yere nakledilmesini anlatıyor. Hepsi bir günde meydana gelen olaylar. Komünizmin eleştirisi ve dinin yok sayılmasından kaynaklı insanların yaşayabileceği çelişkiler anlatılmak isteniyor.
Arkadaşı ölünce onun vasiyetini yerine getirmeye çalışan Yedigey'in geçmişle hesaplaşması şeklinde kurgulanmış. Gün boyu geçmişini düşünüp duruyor. Yaşadığı olaylar ve bazan çıkmaza girdiği aşklarını da anlatıyor. Aynı anda iki kişiyi sevmenin verdiği stresi de güzel anlatmış.
Kitapta gereksiz çok fazla tekrar vardı. Sanki aynı şeyleri tekrar ederse büyük bir şaheser yaratırmış gibi bir düşünceye kapılmış yazarımız.
Aslında dili ve olayları anlatış şekli güzel ve yalındı, dediğim gibi gereksiz tekrarlar insanı sıkıyor. Bir ara bırakayım bile dedim. O kadar yaygara kopartmaya değer bir kitap değildi bence.
Hani okuyayım mı diye soran olsa zamanın çoksa ve sabrım var, sıkılıyorum, elimde de sadece bu var derseniz olabilir derim. Yoksa özellikle tavsiye edebileceğimi sanmıyorum.
Konusu güzel ama anlatıdaki tekrarlar çok sıkıyor, başka şekilde daha keyifli okunabilecek bir şekilde yazılabilirdi bence.
Haziran 2012
YAYIN EVİ: Elips Kitap
406 Sayfa
ÇEVİREN: Semnal GÖKMEN
Kitabı birkaç ay önce almıştım. Bu kadar anlatılan, övüle övüle bitirlemeyen kitabı okumayı gerçekten istiyordum. Aldım ama bu sefer de hep erteledim. Ta ki yaz okuma şenliğine katılana kadar. Bu şenlikler de olmasa evde okumayı bekleyen kitap dağı oluştururum herhalde.
Sırf okunmayan kitap evde bulunmasın diye şenliğe katılıyorum. İşe yarıyor da. Liste oluştururken önceliği elimdeki kitaplara verdiğim için listem çabuk oluşuyor ve alışveriş yapma işini kısa tutabiliyorum.
Kitap ölen emekli bir demiryolu çalışanının vasiyeti üzerine eski bir mezarlığa defnedilmek üzere köyden başka bir yere nakledilmesini anlatıyor. Hepsi bir günde meydana gelen olaylar. Komünizmin eleştirisi ve dinin yok sayılmasından kaynaklı insanların yaşayabileceği çelişkiler anlatılmak isteniyor.
Arkadaşı ölünce onun vasiyetini yerine getirmeye çalışan Yedigey'in geçmişle hesaplaşması şeklinde kurgulanmış. Gün boyu geçmişini düşünüp duruyor. Yaşadığı olaylar ve bazan çıkmaza girdiği aşklarını da anlatıyor. Aynı anda iki kişiyi sevmenin verdiği stresi de güzel anlatmış.
Kitapta gereksiz çok fazla tekrar vardı. Sanki aynı şeyleri tekrar ederse büyük bir şaheser yaratırmış gibi bir düşünceye kapılmış yazarımız.
Aslında dili ve olayları anlatış şekli güzel ve yalındı, dediğim gibi gereksiz tekrarlar insanı sıkıyor. Bir ara bırakayım bile dedim. O kadar yaygara kopartmaya değer bir kitap değildi bence.
Hani okuyayım mı diye soran olsa zamanın çoksa ve sabrım var, sıkılıyorum, elimde de sadece bu var derseniz olabilir derim. Yoksa özellikle tavsiye edebileceğimi sanmıyorum.
Konusu güzel ama anlatıdaki tekrarlar çok sıkıyor, başka şekilde daha keyifli okunabilecek bir şekilde yazılabilirdi bence.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder